14 Ocak 2012 Cumartesi

Red Light District-Episode 2






      Gelelim yazimizin ikinci bolumune, tarih!
Herseyin ve her yerin tarihi oldugu gibi Red Light District'in de enteresan bir tarihi var. 
Amsterdam sehrinin en eski yerlesim bolgelerinden biri olan De Wallen (bugunku Red Light District'in bulundugu yer) 13. yuzyildan beri fuhus sektorunun aktif oldugu bir yer olmus, o yillarda (ve bugun hala) gelirinin buyuk kismini tasimacilik ve uluslararasi ticaretten elde eden sehre, uzun yolculuklardan sehre donen denizcilerin ziyaret ettikleri ilk yer burasi olmus. Bu yillarda fuhusa goz yumulmasinin nedeni sehirde yasayan onurlu hanimlari tecavuz ve cinsel tacizden korumakmis. Ama belli kurallar cercevesinde, fuhus yapan kadinlarin evlenmeleri yasakmis, evli erkeklerin ve yahudilerin de fahiselerle beraber olmalari yasakmis. Serbest olmasina ragmen fuhus onursuz bir meslek olarak gorulup fuhus calisanlarinin hicbir hakki yasalar tarafindan korunmuyormus. O donem Hollanda toplumunda onur cok onemli bir olgu, onurlu ve onursuz meslekler ve insanlar arasinda kesin bir ayirim varmis.

16. yy.'da fuhus yasaklanip sadece belediyeler tarafindan genelevler isletilirmis.


1806-1911 yillari arasinda Hollanda fuhusa yasal duzenleme getirmis, kurallara uyan genelevler yasal ilan edilmisler ama 1911 yilinda gelen Hristiyan yonetim fuhusu tekrar yasa disi ilan etmis.





20 yy.ortalarina kadar ise fuhus yerel yonetimler tarafindan tolere ediliyor (yani yasak aslinda) polis sadece asayisin bozulmasi ya da insan ticareti sozkonusu oldugunda duruma mudahale ediyor. Bu toleransin sebebide aynen uyusturucuda oldugu gibi isi kontrol altinda tutup mafyanin eline gecmesini, kadinlarin fuhusa zorlanmalarini bir bakima onlemek. 18 yasindan buyuk hanimlar talep ettikleri taktirde kendilerine fuhus lisanslari (bizde vesika mi diyorlar?) verilmis. 
1988 yilinda fuhus tamamiyle yasal bir is olarak ilan edilmis. 
2000 yilindan itibaren sex clublar yari yasal tolere edilmis isletmeler degil tamamen yasal sirketler haline gelmisler, ayni sene fuhus calisanlarina sendika kurma ve sendika uyeligi haklari verilmis.  











1970'li yillarda devlet tarafindan fuhus sektorunun tamamen ortadan kaldirilamayacagi anlasilip yeniden yasal duzenlemeler getirilmis calisma haklari duzenlenmis ve devlet vergisini almaya baslamis. Bu duzenlemelerin amaci hem bu islerde calisanlarin, hem musterilerin guvenligini saglamak, sagliklarini korumak, yasadisi insan ticaretinin onune gecmek, fuhusa zorlamayi ortadan kaldirmak (maalesef duzenlemeler bu amaca yeteri kadar hizmet etmemis olacak ki son yapilan arastirmalara gore ozellikle dogu bloku ulkelerinden pek cok yasadisi kadinin bu sektorde calistigi tespit edilmistir.) hem de ulkeye yeni gelir kapisi acmak zira Hollanda hukumetinin gelirinin buyuk bolumu alinan vergilerdir ve vergi kacakciligi bu ulkede yapilabilecek en buyuk suctur.








Tarih ozetle bu kadar. Ama bitmedi devami geliyor...

7 Ocak 2012 Cumartesi

Red Light District-Episode 1



   Merhaba! Yeni konumuz herkesin merak ettigi, efsane gibi adi ortalikta dolasan, bizim tahayyullerimizin otesinde, benimse uzun zaman bu bolgenin sadece turistik dekor oldugunu dusundugum ve yanildigimi sonradan ogrendigim yer. Red Light District.







   Once fuhusun Hollanda'daki konumuna bakalim, anlatalim ki boyle ortalik yerde ayan beyan bu isler nasil oluyormus daha iyi anlayalim
    
   Fuhus Hollanda'da yasalarla duzenlenmis profesyonel bir is, yani bir hayat kadini ya da erkegi (niye sasirdiniz o da mumkun) kendini serbest meslek erbabi olarak ticaret odasina kaydettirebilir , gelir vergisi beyan edebilir, muhasebesini tutar, belediyeden ilgili izinlerini alarak, sigortasini yaptirabilir. Issizlik ve isgormezlik maasi (sakatlik ya da hastalik bulasmasi gibi isgoremezlik durumlari gibi), hamilelik ve dogum izni, emeklilik gibi sosyal haklari vardir. Eger kisi kendi basina degil de bir isveren icin calisiyorsa en az asgari ucret ve tatil parasi, sigorta, emeklilik, vb. yukarida yine yazmis oldugum hakki vardir.
   Sexclub'lar yani bizim anlayacagimiz anlamda genelevler, ki burada bu tur isletmeler havuzlu, jakuzili restoran ve bar sahibi (her gelir ve yasam seviyesine hizmet edecek cesitlilikte) de olabiliyorlar, yine her sirket gibi yillik gelir, kdv beyannameleri duzenleyip belirli sartnamelere bagli olarak isyerlerini acabiliyorlar ve calisanlarini diger her sirket gibi gazete ilanlariyla arayabiliyor, isyeri acmak icin belediyeden izin almalari gerekiyor. Bu kisiler yasalar karsisinda siradan isgoren ve isveren olarak goruluyorlar.


                        rotterdam girls sex


 Mesela ben buralarda yeni ve Hollanda'cayi yeni ogrenirken anlasam da anlamasamda herseyi okuyordum bir gun is ilanlarini okurken boyle cok garip yazilmis bir is ilani ile karsilastim , bizimle calisacak beyin sahibi ve sarisin hanimlar ariyoruz vs. diye esimdenbana ilani aciklamasini istedim, meger isyeri sexclub'mis ve calisacak akilli fikirli hanimlar ariyorlarmis, Hollanda'da bu isler boyleymis ben kucuk dilimi yutacaktim neredeyse. Yeni olmak boyle iste buralarda surekli kucuk dilinizi yutmak tehlikesiyle karsi karsiyasiniz. Hatta kendi websitelerini yapip odalarin dekorasyonunu, restoranlarini barlarini, verdikleri servislerin tanitimlarini yapiyorlar, her sirket gibi yani.


    Bunun yaninda fuhus sektorunde calisanlar icin hazirlanmis websiteleri var, yaptiklari isin risklerinden korunma, musterilerine nasil davranmalari gerektigi, kotu bir durumla karsilastiklarinda nereye basvurabilecekleri bu sitelerde ayrintili olarak anlatilmis. 


    Fuhus sektorunde calisabilmek icin yas siniri su anda 18 fakat hukumet bu yas sinirini 21'e cekmeyi planliyor ki bu islere baslayacak kisi isin risklerini daha ileri yaslarda daha iyi anlayacagi beklentisidir. Cunku belediyeye kendini fuhus sektorunde calismak uzere kayit yaptiran kisilerle once isin riskleri ile ilgili bilgilerin verildigi bir gorusme yapiliyor.


    Butun bu duzenlemelerin amaci fuhusa zorlama ve yasadisi beyaz kadin ve kole ticaretinin onune gecip bu tur suclarin kurbani olmus kisilere devletin tum kurumlariyla yardima hazir olmak. Ve fakat maalesef yapilan son arastirmalara gore yasalar cokta amacina ulasmamis, beyaz kadin ticareti ozellikle dogu bloku ulkelerinden getirilen kadinlarla son hizi ile devam etmekte, gecen yil cok buyuk bir mafya orgutu cokertildi orgutun basinda bulunanlarda maalesef Turkler'di.


Konumuz devam ediyor daha bitmedi...

5 Ocak 2012 Perşembe

Red Light District-Episode 3-Izlenimler




Bu kadar kitabi bilginin ardindan bir de saha arastirmasi yapmak icab etmiyor degil o yuzden bu serinin son yazisini yazabilmek icin ben ve sevgili arkadasim Aysun sabah erkenden dustuk Amsterdam yollarina baslamadan once tekrar muzik diyoruz ve Elvis Presley'den cok guzel bir sarki ve konumuzla alakali bir video klip, "Let Yourself Go".


 




    Sabah erkenden yaptigimiz gezilerimizi tabii ki yazacagim. Bu konumuz ise soyle basliyor,aksam uzerine dogru biz verdik elimizi Red Light District'e. Simdi ben pek cok hem cinsimin aksine cok guzel harita okurum, Istanbul'da da ogrenciligimin ilk yillarinda surekli elimde bir harita ile gezer her adresi harita uzerinden elimle koymus gibi bulurdum. Iste ayni aliskanlikla harita butun gun elimdeydi. Ama harita uzerinde tum turistik yerler isaretli oldugu halde burasi isaretli degildi sadece uzerinde kirmizi ufak kirmizi cizgileri olan sokaklar vardi hah! burasi iste dedim ve gittik. Haritada ilk gordugum yerler Singel Caddesi ile Nieuwezijds Voorbrugwal Caddesi arasindaki sokaklardi. Oraya ulasmak icin bir takim ufak tefek karanlik ara sokaklardan gecmemiz gerekti. Durust olmak gerekirse, artik hava kararmaya basladigi icin midir sokaklar dar ve yuksek oldugu icin midir, etrafta sadece ikiser ucerli gruplar halinde karanlik tipler dolastigindan midir yoksa coffieshoplar'in sayisinda ki artis nedeniyle havadaki kokunun agirlasmasindan midir bilemem biz biraz huzursuzlandik ama arastirmaci blogculugun verdigi cesaret ve merakla yolumuza korkusuzca devam ettik. Ha bir de sagolsun sevgili kocalarimizin anlattiklari hikayelerin de bunda etkisi yok degil, eslerimizin de haklarini yemeyelim, biz saha calismasina gonderirken, suraya girmeyin bunu yapmayin, fotograf cekmeyi dusunmeyin bile makinanizi alip kirarlar dediler, icimize huzur serpip bizi evden gonderdiler, iste ondandir orada fotograf cekemedim, yazimda gormus oldugum tum fotograflar internette bulduklarimdir.

              Ara sokaklara girmeye basladik tabii ki, bir takim kirmizi lambali pencereler, pencere arkasinda duran hanimlar, masaj salonlari gorduk ve fakat icimden bir ses burasi degil diyordu, esas yerin ortasindan bir kanal geciyordu ayni asagidaki forograftaki gibi.



De Wallen

Sonra (tabi benim harita okumak uzerine engin tecrubelerim neticesinde) biz o kanalli yeri bulamayip ayni sokaklari bir daire cizercesine uc kere daha dolandiktan sonra kucuk bir supermarkete yol sormaya girdik. Icerideki kisiye gayet normal bir sekilde "Merhaba! biz De Wallen'a gidecektik"dedim adamcagiz sasirdi haliyle birdenbire karsisina dikilip boyle soruverince bir de ikimizde son derece halim salim insanlar olarak gorunuyoruz ne yapsin sasirdi ama sagolsun yolu tarif te etti meger ben haritayi ters okumusum! Asil meshur olan bolge Dam meydaninin dogusunda kalan "Oudezijdse Voorbrugwal ve civari imis. Biz aldigimiz tarif uzerine yola cikmisken kirmizi lambali odalarin oldugu sokaklarda bebek arabalari ile sakin sakin dolasan ciftler gorduk. Neyse o gun yuzellinci defa Dam meydanina cikip dogu tarafinda ki Damstraat'i takip ederek "Oudezijds Voorbrugwal"a ciktik ki mevzu bahis yer burasi imis. Sokagi bulduk, hava daha da kararmaya basladi. Sokagin yanindan kanal geciyor (ustteki resim), kanalin iki yaninda bulunan sokaklarda Coffeshop'lar, sexshoplar, kafeteryalar dolu. Sokaga girmeden once yine enteresan bir sey gordum bisiklerinin uzerinde uc tane yaslari sekiz ila oniki arasinda degisen cocuklar, hos saatte erkendi aksam uzeri bes civari. Daha sokaktan asagi yurumeden, yanimizda rehberleri esliginde gezmeye gelmis onbes kisilik uzakdogulu bir grup geldi durdu, rehberleri geziye baslamadan once gerekli aciklamalari yapiyordu, bizde yurumeye basladiklarinda onlari takip edelim diye kafamizi haritamiza gomup beklemeye basladik. Grup yurumeye basladi ama on metre otedeki bir liquire shop'a girdiler, biz devam etmek zorunda kaldik. Ilerliyoruz ortam kalabaliklasmaya basladi, turist gruplari bir yandan, coffeshoplardaki kalabalik bir yandan, uclu dortlu genc beyler, el ele dolasan ciftler, coluk cocuk her cesit ve cinsten insan var. Arada bir yine bebek arabalari ile dolasan insanlarda goruyorum bu ne istir diye dusunmeden gecemiyorum acikcasi. Neyse yan yana birkac kirmizi lambanin oldugu sokaga daldik. Ama etrafa bakinmaya cesaret edemiyoruz zira her ne kadar arastirmaci blogcu da olsak, pencere arkasinda ic camasirlari ile iki yana sallana sallana duran profesyonel hemcinslerle goz goze gelmek cok nahos bir duygu daha alisamadik, simdilik yerlerdeki taslara bakarak, etrafta da arkalarina kaynak yapilabilecek bir turist grubu arayarak devam ediyoruz.


Bestand:Nicolaus Knüpfer - Bordeelscène.jpg
Nicholas Knupfer'in Genelev sahnesi 1650 yapimi. Rijksmuseum koleksiyonundan 



         Soyle 25 kisilik kalabalik bir turist grubu daha buluyoruz, hepsi 65 yas civari ve Hollanda'ca konusuyorlar, arkalarina takiliyoruz, rehbere kulaklarimizi dikiyoruz onlarda iki dakika sonra bir cikmaz sokaktaki striptiz bara giriyorlar biz geri donuyoruz, yolumuza devam ediyoruz tabii ben kacamak bakislarla etrafa bakinmaya basliyorum, pencerelerin kimi kapali, kiminin arkasinda ic camasirli hanimlar var ve durust olayim cokta guzeller, muhtesem vucutlar, makyajlar o denli ozenle yapilmis, saclar bana bir tuhaf geliyor, yani saclarda guzel yapilmis ama bir sure sonra anliyorum ki kendi saclari degil perukmus. Simdi Aysun'a donuyorum o hala kendi ayakkabilarina bakarak yuruyor, bense uzun uzun bakamiyorum iceriye soyle bir bakiverip basimi ceviriyorum ama bakmak zorundayim yoksa ne yazacagim. Odalarin ici aynen soyle gorunuyor, sol tarafta sokak kapisi var, kapinin biraz gerisinde yatak, sag, pencerenin onunde lavabo ve ayna var, ama benim ogrendigim kadariyla iceride dusta olmasi lazim cunku is yonetmeliklerine gore (evet bu isin yonetmeligi de var yasal calisanlar icin) musteriyi yikamalari ve herhangi bir hastalik var mi yokmu diye kontrol etmeleri gerekiyor, ama onu goremedim. Neyse, kizlar bir yandan camlarda son derece neseli ve eglenceli gorunuyorlar (isin geregi herhalde) gelene gecene el salliyorlar, arada bir ufaktan erotik dans gosterisi yapanlar var. Bayagi bir bos oda da var, uzerlerinde "Serbest calisan hanimlara kiraliktir" diye yaziyor.


   

Seks tiyatrosu Casa Rosso'nun girisi
                Biz boyle etrafta dolasirken bir bakmisiz Oude Kerk'in onune gelmisiz, ufak bir meydanin ortasinda bu kilise, simdi Oude Kerk onemli, Amsterdam'in en eski yapisi. 1300'lu yillarda Amstel'li balikcilar tarafindan Santa Nikola adina tastan yapilmis. Bu kilise sadece ibadet icin degil ayni zamanda, dugun, toplanti gibi amaclara hizmet edermis, hala da ediyor, eskiden balikcilar burada aglarini tamir ederlermis, Amsterdam'in bir nevi oturma odasi imis. Kilisenin altinda pek cok unlu Amsterdam'linin gomuldugu bir mezarlikta bulunuyor.

Iste bu Oude Kerk'in tam karsisinda bir baktik muze, evet muze dusunebiliyormusunuz, buranin bir muzesi de var...

Son demistik ama bundan sonra Episode 4'da geliyor artik. Cunku adi ayni zamanda Prostutition Information Centrum olan bu kucuk muzenin kurucusu ayni zamanda eski bir hayat kadini olan Mariska ile olan sohbetimiz bir sonraki yazimda. Beni izlemeye devam edin...



  


      




     




      











2 Ocak 2012 Pazartesi


Bugun Barisa Manco'nun dogum gunu arkadaslar. Allah rahmet eylesin. Sarkinin sonu cok anlamli, "Baris olur toprak olur gulme canim gulme ha gulme".